20 Mart 2012 Salı

Uzay yolu


- aliska allaaskina kac kere soyliycem, cek su sifonu, yercekimsiz ortamdayiz, valla girilmiyo tuvalete allah belani versin ya.
Aliska, agzini bukerek, Friyonun taklidini yapip sesini inceltip "Allah belani versinn, hayvaaaaaann" diyerek travesti taklidi yapti. Sonra kendini duvardan iterek bir takla atti ve hafif yercekimi olan geminin dis yuzeyine yaklasarak yere kondu adeta.
- ne boguruyon olm, diyerek bir cikis yaptigi sirada tum guverte bir anda karanliga gomuldu.
- ahanda isiklar gitti, elektrikler kesildi galiba, dedi Aliska.
- Olum karsi gemide hep yaniyor isiklar, sigortami atti acaba.
- Yok Friyo, bak su yakin gemilerde de isiklar yok, demekki trafo patladi.
- Ulan sene olmus 3870ler hala trafomu koyuyolar gemilere, isin kilicini cikarda yemegimizi yiyelim bari, onun isigiyla, dedi Aliska.
Friyo: - Ya haci kusura bakma sarza koymayi unutmusum kilici, hic isigi yok su an, sadece biraz ses yapar vuowww vuoww diye ama o da isimize yaramaz yani karanlikta.
Aliska: - hay, @#'$'@ diyerek bir kufur savurdu.
Friyo: -kufur yok haci, sakin.

Uzay gemileri agir agir donerek Jupiter yorungesindeki Europe uydusuna dogru yol alirken, trafo tamir robotlari da uzayda kaynak yapmakla mesguldu.

1 Mart 2012 Perşembe

Hayrünüssanın rüyası

"Kimdir oooo?" diye bağırdı Alişka. Sesi ormanı inletmişti adeta. Büyükçe bir kulubede kalan Alişka, yazların sıcak geçtiği bu ülkede, burayı bir yayla evi olarak kullanıyordu. Tam bir ormanda yaşayan insan gibi, odunlarını kesmiş ve evin arka tarafına yan biçimde üst üste dizmişti. Arada ormanda çıplak koşarak "hoeeeeyy, hoeeyy" diye bağırmayı severdi, bunun kendine bir çeşit enerji verdiğini düşünürdü. Evet biraz piskopat biraz manyakta olsa, o Alişka'ydı, arkadaşları ona puşt Alişka derlerdi. Rusyanın dağlarından bu epey güneydeki italya ormanlarına gelsede, ana rusyanın müthiş sanatçılık yeteneğini ardında bırakmamış, gerek resim, gerek müzik olsun çok yönlü bir sanatçıydı. Kıvanç Tatlıtuğ kıvamındaki saçları ve gorbaçok kıvamındaki siyasi yeteneği ile de balo malo ortamlarının aranan adamıydı.

Friyo seslendi "benim la, ne böğürüyon öküz gibi".

O sırada eminönü:
Ali rıza bey alışverişini bitirmiş, kibar bir şekilde vapura doğru yol almıştı. Güzeller güzeli kızı Hayrünüssa "Efendi babacım müsade ederseniz, bir şeker alacağım" diyerek yoldan bir elma şekeri almak için seyyar satıcının yanına gitti. Satıcı "Hanfendi leydim hangi şekeri arzu eder acaba?" diyerek şekerleri uzattı. Hayrünüssa en kırmızı olanı seçerek "Çok teşekkür ederim sayın seyyar-ül satıcı, hayırül akşamlar sizünle olsun" dedi ve uzaklaştı.

O sırada Japonya:
"Canını alacam köpekkk" diye bağırdı kısa boylu ninja ve usta hikoşomaya saldırdı. Hikoşomo usta bir hareketle ninjanın ağzına bi tane çaktı. "ogggğğluumm ağğzzımaa vuumaa laaan" diye zorlukla konuşan ninja, kılıcını çekerek ustaya doğru salladı, usta bir tane daha ağzına ağzına vurup, sonra beline beline iki tane de tekme savurdu. Anlaşılan o ki, Hikoşima usta bu işin piriydi.

O sırada Rusya:
Igor halen ev bakıyordu. "Hocam tesisatlar yenimidir, giderler tıkanmasın" diye el kol hareketleri ile göremediği tesisatları işaret etti. Emlakçı "tabi abi bu rusyanın en köklü markası Sermet plastik tarafından alt yapısı yapılmış bir ev, ayrıca ıslak zeminler de seramik". Igor hala tam ikna olmamış gibiydi, zira aradığı ev 2 balo salonu olması gereken bir evken burda sadece 1 balo salonu vardı.


29 Şubat 2012 Çarşamba

Masum Friyo (Flashback)

Gozlerini acti, ormandaydi. Uzun uzun kavaklar etrafini sarmisti ve yapraklar dokuluyordu usulca. Uzaktan bir at arabasinin, yere carptikca yeri gogu inleten takirtisi geliyordu, ve agir agir ilerleyen atlarin sesi. "Nerdeyim ben" diye bir an dusundu. Cok cok uzaklardan sanki ruzgarin sesi "friyo friyo, ibis friyo" diye tatli tatli esiyordu. Sene 1047 diydi. Friyo bir bin yili daha kazasiz belasiz devirmisti. Onceki geceyi yavas yavas hatirlamaya basladi. Vikingliler koyu basmis, ne var ne yok almislardi, Friyo da "anam anam" nidalari icinde ormanin icine dogru kosmustu. Sonra kafasini bir agaca carpip bayildigini hatirladi. "Peh peh bende cilgin bir geceden sonra hic bilmedigim bir yerde uyandim sandimdi, yine otantik bir olayin icine dusmusuz" diye serzeniste bulundu.

Friyo saf bir insandi ama soz konusu cani olunca tepikleri kicina vurarak cok hizli kosardi. "su uzakta bahsi gecen at seslerine bakayim" diyerek dogruldu. "haydaaaa ne at sesi olm, bayaa burda maymunlar tikirdiyomus" diyerek agaclara bakti. pek cok maymun tikir tikir sebeklik yapiyordu. "simdi koye donsem kesin herkes olmustur, o zaman intikam dolu bi maceraya atilabilirim, yada surda iki dakka kestirir, surdan patikadan Aliya'nin evine giderim, ordan ver elini Mordor daglari" diye dusundu. 

27 Şubat 2012 Pazartesi

St. Petersburg'da soguk geceler (Sahne 1, Act 1)


St. Petersburg'da son 60 senenin en soguk kis aylari yasanmaktaydi. Tum goller buz tutmus, ilk ve orta dereceli okullar coktan tatil edilmisti. Bazi koy yollari zaten karin ilk yagdigi kasim ayindan beri kapaliydi. Ama tum bu olumsuzluklara ragmen, kont Igor Petroyovic Ivanayonolomokovic'in buyuk evinde balolar tum ihtisami ile surmekteydi. Igor, Rusya'da ust tabaka bir ailenin en kucuk ogluydu ve buyuk balo salonlari olan bir evde yasiyordu. Evi kiralarken zaten, 2 balo salonu, 5 yatak odasi seklinde bir eve bakmisti. Para harcamayi seven kont, her hafta buyuk bir balo duzenliyordu, ve unlu muzisyenleri de odedigi yuksek meblaglarla evine cekmeyi pek tabiki basariyordu.

Igor Petroyovic Ivanayonolomokovic (arkadaslari Petro der), 4 atin cektigi buyuk at arabasi ile alisveristen evine donmustu. O aksamki balo icin ozellikle kendi elleri ile alinacaklari secmis, bu isi hizmetlilere birakmamisti. At arabasi durduktan sonra hizmetlilerin evine dogru bagirdi "La gelin alin su posetleri!!". Hamza Turkbilek ve rus esi Natasa kosarak geldiler ve Igor'un elinden gima posetlerini aldilar. Rusyada Gima yeni acilmisti ve gerek yaptigi indirimler, gerekse urun cesitliligi ile, buyuk basari elde etmisti.

Friyo Mikalona Aleksandra ve Aliska Amerikanovic Kazanova da baloya gitmek icin hazirlaniyorlardi. Aksam oldugunda atla yola ciktilar ve cevre yolundan 1 saatte bu satomsu eve vardilar. Baloya geldiklerinde icerisi coktan dolmustu. Turkiye modasi yine rus balolarini kirip gecirmis, rus bayanlar yine abiye icinde kalmisti. Bu rengarenk abiyeler icinde ortam tam bir renk cumbusu icindeydi. Friyo ve Aliska, bir kenara ilistiler ve sampanyalarini yudumlamaya basladilar. Aliska bir ara, o kadirsinaz ve bi o kadar da rus carlarina ozgu kalin kaslarini hafifce egerek arkadasini durttu. "olm su kiz sana bakiyo"; Friyo bir an urperdi, sirtindan bir ter bosaldi ve sendeledi. Aliska, Friyo'ya siritirak "nooooldu renginn soldiii" diye serzeniste bulundu. Friyo "cok bayagisin olm, yine mi karadeniz takliti, la bi git ya" diyerek cok sevdigi arkadasini itekledi. Aliska "hadi abi muzik baslamadan bir kiz bulalim" diyerek kalabaliga karisirken, Friyo arkasindan "olm bi sabret, daha gece uzun" diyerek ona yetismeye calisti.